Suriye Devrimi, 15 Mart 2011’de başlayan ve savaşla iç içe geçmiş bir mücadele sürecidir. 14. yıl dönümü, Suriye ve dünyanın dört bir yanında coşku ile kutlandı. Kutlamalar, devrimin ruhunu yaşatan sembolik birer hatırlatıcı olarak değerlendirildi. Gerek içindeki barış mücadelesinin gerekse halkın dayanışma ruhunun ön plana çıktığı bu kutlamalarda, katılımcılar bir araya gelerek haykırdıkları "Özgürlük, adalet, eşitlik!" sloganları ile umut dolu bir mesaj verdiler.
Bu yıl, Suriye devriminin yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlandı. Özellikle İdlib, Halep, Deraa gibi şehirlerde halk sokaklara döküldü. Şarkılar söylendi, folklorik gösteriler yapıldı. Kutlamaların odak noktalarından biri, devrim sırasında hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmaktı. Çeşitli organizasyonlar, anneleri ve aileleriğlu tarafından yapılan anma etkinliklerine yoğun katılım sağlandı. İnsanlar, “Onlar asla unutulmayacak!” diyerek kaybettikleri yakınlarını andı. Ayrıca, değişim ve özgürlük arzusunun sembollerini taşırken, büyük bir dayanışma ile birlik olmanın önemine vurgu yaptılar. 14. yıl dönümünde gerçekleştirilen aktiviteler, sadece geçmişi hatırlamakla kalmayıp geleceğe dair umutlarını da tazeledi.
14. yıl dönümü etkinlikleri sadece yerel düzeyde değil, uluslararası alanda da yankı buldu. Suriye devrimine destek veren farklı ülkelerde yaşayan Suriyeliler, kutlamalara katılarak dayanışma gösterdi. Avrupa, Amerika ve Orta Doğu'daki birçok şehirde düzenlenen etkinliklerde, Suriye’deki insan hakları ihlallerine dikkat çekildi. “Suriye’nin sesi olmak için buradayız!” sloganı ile sokaklarda yürüyen kalabalıklar, desteklerini haykırarak dünya kamuoyuna mesaj verdiler. Uluslararası insan hakları savunucuları ve STK’lar, Suriye’deki büyük travmayı unutmamak için bu kutlamalarda yer aldılar ve sürmekte olan insani krizlere dikkat çektiler.
Halk, bu etkinliklerde sadece geçmişe dair bir bakış sunmakla kalmayıp geleceğe dair umutlarını da yeniden ısıttı. Suriye’nin yanı sıra, benzer mücadeleler veren diğer uluslarla dayanışma içinde olduklarını dile getirdiler. Kutlamalarda, devrimin temel değerleri olan eşitlik, adalet ve özgürlük vaatlerine sıkı sıkıya bağlı kalındı. Bunun yanı sıra, dünya genelindeki hükümetlerin Suriye'nin meselelerine dair daha etkin bir tutum sergilemesi gerektiği vurgulandı. “Adalet, kadın, çocuk ve tüm halklar için!” ifadeleri, etkinliklerde sıkça yer aldı.
Bu yıl dönümü, Suriye halkının direniş gücünü, yasaklara ve engellemelere rağmen nasıl bir araya geldiklerini göstermiş oldu. Halkın yaşadığı zorluklara rağmen bu etkinliklerdeki coşku, gençlerin umudunu ve azmini yansıttı. Gençler, geleceğe olan inançlarının bir göstergesi olarak, devrim sırasında yaşananları unutmamak için büyük bir kararlılıkla alanlarda yer aldılar. “Yaşanan her acı, bize güç verdi” diyerek, geçmişten alacakları derslerle daha güçlenerek yola devam edeceklerinin altını çizdiler.
Sonuç olarak, Suriye Devrimi’nin 14. yıl dönümünde, halkından aldığı güçle umutlarını tazeleyen insanlar bir araya geldi. Geçmişten günümüze uzanan bu kutlamalar, sadece bir anma değil, aynı zamanda yeniden bir mücadele çağrısı olarak görülmelidir. Dünya, Suriye halkının başlattığı bu özgürlük mücadelesine daha duyarlı bir şekilde yaklaşmalı, süregeldikleri ağır zorluklar karşısında dayanışma içinde olmalıdır. Herkes, Suriye’nin yaşadığı travmaların ve kayıpların unutulmaması gerektiğini anlamalıdır. Suriye ve halkı için gerçek bir barışın ve adaletin bir gün mutlaka geleceğine olan inanç, süreç boyunca dimdik ayakta duracaktır.