Son dönemlerde artan haraç olayları, toplumda büyük bir korku ve endişeye sebep olmaya devam ediyor. Ancak, pek çok kişi için dikkat çekici olan son gelişme, bu olayların sıradan bir haraç vermenin ötesine geçerek nasıl dramatik ve trajik hale geldiğini göstermesi. Olayın merkezindeki kişi, haraç istemek için üzerime ateş açan iki saldırgandan birinin kurşunlarının hedefi oldu. Ancak, bu sapkın saldırının ardındaki sebep sadece para talebi değil, aynı zamanda cinsiyet kimliği üzerinden bir ayrımcılık yapıyor.
İlgili olay, son günlerde İstanbul'un kalabalık bir caddesinde meydana geldi. İki şahıs, etek giyen bir kadını hedef alarak, ona haraç talebinde bulunmak üzere kurşun yağmuruna tuttu. Olay, etek giymesi nedeniyle kadın olduğunu tanımlamalarıyla daha da tartışmalı hale geldi. Bu durum, toplumda kadınların nasıl algılandığını ve buna ek olarak haraç talebinin cinsiyet üzerinden nasıl bir büyüme gösterdiğini açığa çıkarıyor.
Hedef alınan kadının durumu, çevredeki insanların büyük tepkisini topladı. Tanıklar, kadın için çoğu zaman olumlu ayrımcılığa uğradığını, bu yüzden saldırganların ona cinsiyet üzerinden bir haraç talebiyle yaklaşmasının sosyal bir soru işareti oluşturduğunu belirtiyor. Bir insanın sadece giyimi nedeniyle hedef alınması, haraç olaylarını fotoğrafa daha geniş bir açıdan bakmamıza imkan tanıyor.
Olayın hemen ardından, sosyal medyada büyük bir tartışma başladı. Kullanıcılar, kadınların güvenliğini sağlamak adına bu gibi olayların önlenmesi gerektiğini savunarak hem haraç olayı hem de bunun ardındaki cinsiyet temelli ayrımcılıktan bahsettiler. "Bir insan giyimiyle değil, nitelikleriyle değerlendirilmelidir," diyen kullanıcılar, bu tür durumların toplumda derin yaralar açtığına dikkat çekiyor. Hayatını kaybeden ya da yaralanan kadınların sayısının gün geçtikçe arttığı bir ortamda, bu olay cinsiyet temelli bir iktidar savaşının simgesi olarak ortaya çıkıyor.
Hizmet sektörü, özellikle kadın çalışanları koruma yönünde gelecekteki adımlarını gözden geçirmeli ve bu tür cinsiyetçi ayrımcılığın önlenmesi için daha güçlü tedbirler geliştirmelidir. Örneğin, kadın çalışanların ve sokakta özellikle yalnız sayılacak kadınların, güvenliklerini sağlamaya yönelik adımlar atılmalıdır. Güvenlik önlemleri, her bireyin kendini güvenli hissetmesine yönelik bir zemin yaratmalı ve olası saldırılara karşı caydırıcı olmalıdır.
Olayın üzerinden geçen zaman, bu tür haraç taleplerinin ve bu taleplerin cinsiyet üzerinden nasıl biçimlendiğinin önemini daha da artırıyor. Kadınların toplumdaki yeri, giyimiyle değil, söylemleriyle ve davranışlarıyla belirlenmelidir. Ayrıca, bu olayın sonucunda yargı süreci ne olursa olsun, cinsiyet temelli ayrımcılıkla mücadelenin ne kadar önemli olduğunu anlamak zorundayız.
Geleceği şekillendirmek adına atılan her adım, bir toplumun temel taşlarını oluşturur. Olay, toplumun bu konuya artık daha fazla duyarlılık göstermesi gerektiğinin bir işareti. Etek giyince bir kadının kurşunların hedefi olması, yalnızca bir haraç olayı değil, aynı zamanda cinsiyet temelli eşitsizliğin ve ayrımcılığın açık bir örneğidir. Toplum olarak birleşip bu tür haksızlıklara karşı durmak, bir insanlık görevi olmalıdır.