Son dönemde Türkiye'nin birçok bölgesinde yaşanan doğal afetlerin ardı arkası kesilmiyor. Ancak Antalya'da yaşanan dolu yağışı ve hortum, bölge halkı için unutulmaz bir felakete dönüştü. 20 Ekim 2023 tarihinde başlayan şiddetli dolu, sadece tarım alanlarına değil; aynı zamanda evlere, araçlara ve günlük hayata da büyük zarar verdi. Bu olay, Antalya'nın muhteşem doğasına ve yerel halkının yaşamına çok yönlü bir darbe indirdi. Olayı yerinde yaşayanların gözünden aktaracağımız bu haber, Antalya'daki durumun ciddiyetini ortaya koyuyor.
Antalya'nın belirli bölgelerinde öğle saatlerinde başlayan dolu yağışı, kısa süre içinde kendini hortum ile birlikte gösterdi. Aniden bastıran bu felaket, birçok insanın korku dolu anlar yaşamasına sebep oldu. Birçok mahallede park halindeki araçlar, dolu ve hortumun etkisiyle ciddi zarar gördü. Gökyüzünde oluşan kara bulutlar, öncesinde yapılan meteorolojik tahminlerin ne denli yetersiz kaldığını da gözler önüne serdi. Dolu yağışının başlangıcıyla birlikte, vatandaşların sığınacak yer arayışları da hız kazandı. Evlerinin bahçesinde, sokaklarda ve parklarda hayatta kalmaya çalışan birçok insan, bu doğal afetin ortasında çaresizlik içinde birbirlerine yardım etmeye çalıştı.
Bu yaşanan felaketin acısını birebir yaşayan vatandaşlardan bazıları, gözyaşları içinde yaşadıklarını anlattı. “Dolu yağmurunu daha önce görmüştük ama bu kadar şiddetlisini yaşamamıştık,” diyen bir mahalle sakini, karanlık bir günde bu kadar büyük bir felaketin yaşanmasının kendilerini korkuttuğunu belirtti. Bir başka tanık ise, “Çocuklarımla birlikte pencereden izlemek zorunda kaldım. Neler olacağını bilmeden beklemek oldukça korkutucuydu,” diyerek hislerini ifade etti.
Bölgedeki tarım arazilerinin de büyük oranda zarar gördüğü, çiftçilerin bu durumdan çok etkilendiği belirtiliyor. Dolu, meyve ağaçlarına, sebzelere ve tarımsal ürünlere önemli zarar verdi. Çiftçiler, yılların emeklerinin heba olduğunu ve borçlarını ödeyemez hale geldiklerini ifade ettiler. “Elde kalan hiçbir şeyimiz yok, tüm ürünlerimizi kaybettik,” diyen bir çiftçi, gözyaşları içinde kısık bir sesle, “Bu kadar acı yaşamamak için dua ediyorum” dedi.
Hortumun da etkisiyle birçok evin çatısı uçtu, ağaçlar devrildi ve seyir halindeki araçlar yerle bir oldu. Asfalt yollarda oluşan su birikintileri, ulaşımda ciddi aksamalar yarattı. Bu olaylar, birçok ailenin yaşamını alt üst ederken, yerel yönetimler de acil önlemler almak için seferber oldu. Ekipler, zarar gören bölgelerde molozları temizlemek ve örneğin çatı onarımlarını hızlandırmak için çalışmalara başladı.
Antalya’da yaşanan bu felaket, sadece maddi kayıplar değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın önemini de gün yüzüne çıkardı. Olaydan etkilenenlere yardım elini uzatan gönüllüler, ihtiyaç sahipleri için yiyecek ve barınma sağlayarak, toplumsal dayanışmanın gücünü gösterdiler. Yerel halk, bu zor günlerde birbirine kenetlenerek destek olmaya çalıştı. Kimi işletmeler, mağdur olan insanlara gıda desteği sağlarken; sosyal medya üzerinden yapılan yardımlar ise adeta bir kampanyaya dönüştü.
Sonuç olarak, Antalya'da yaşanan dolu ve hortum felaketi, hem acı anılarla yüklü hem de toplumsal dayanışmayı pekiştiren bir deneyim oldu. Doğanın bu şiddetli hali karşısında yaşanan korku, kayıplar ve gözyaşları, şehrin tarihi sayfalarına kazındı. İnsanların birbirine olan bağlılığı ve dayanışma ruhu, bu zor günlerde en büyük umut kaynağı olarak öne çıktı. Antalya, bu felaketten ders çıkararak, gelecekte benzer olaylarla karşılaşmamak adına hazırlıklar yapma kararlılığını göstermeli.